TERCÜMAN YUNUS
tercuman yunus kimdir
Fatih Draman’da İsmailağa Camisini geçtikten sonra tam yokuşun aşağısında güzel bir cami var. Tercüman Yunus Cami ya da Draman Cami diye bilinir. Draman demek tercüman(dil acar) demek. Bu caminin bir özelliği ise Osmanlı Avrupa ilişkilerinde önemli rol oynamış olan, zekası ile bilgisi ile kırmadan dökmeden yirmi yıldan fazla büyükelçilik yapan Tercuman Yunus tarafından yaptırılmış olmasıdır. Osmanlı diplomasisinde önemli biri olduğu için ondan sonra hariciye de çalışan, dış işleri mensupları teberrüken yani hürmeten buraya gelir iki rekat namız kılıp ilk görevlerine öyle başlamaları adettendi. Bakalım Tercuman Yunus’ın başarısının sırrı neymiş. İşte detaylar:
GÖZÜ PEK VE LAFINI SAKINMAYAN AMA KALP KIRMAYAN BİR DİPLOMAT
Fatih-Balat civarı Draman Yokuşunda bulunan camiinin banisi, Kanuni Sultan Süleyman devri tercümanlarından Yunus Ağa olup, mabet, vefatı üzerine kardeşi Mustafa Ağa tarafından 1541 ‘de tamamlanmıştır. Tercüman Yunus Ağa vefatından sonra mihrap önüne defnedilmiştir. Camii kare planlı olup tek kubbelidir. Camii avlusunun üç kapısı olmakla birlikte merdivenli kapısı haricindeki iki kapı kitabesi Ebus-suud Efendi’nin eseridir ve farisidir.
Osmanlı tercümanlar arasında en tanınmışı Yunus Bey’di. Mühtedi tercümanların en meşhuru ve bir tercüman olmanın ötesinde Osmanlı-Venedik ilişkilerinde üstlendiği diplomatik görevler dolayısıyla Kanuni dönemi Osmanlı diplomasisinin en önemli figürlerinden biri olan Yunus Bey, Rum asıllıydı ve tercümanlık görevini yirmi yıldan daha uzun bir süre devam ettirmişti.
Fatih-Balat civarı Draman Yokuşunda bulunan camiinin banisi, Kanuni Sultan Süleyman devri tercümanlarından Yunus Ağa olup, mabet, vefatı üzerine kardeşi Mustafa Ağa tarafından 1541 ‘de tamamlanmıştır. Tercüman Yunus Ağa vefatından sonra mihrap önüne defnedilmiştir. Camii kare planlı olup tek kubbelidir. Camii avlusunun üç kapısı olmakla birlikte merdivenli kapısı haricindeki iki kapı kitabesi Ebus-suud Efendi’nin eseridir ve farisidir.
Osmanlı tercümanlar arasında en tanınmışı Yunus Bey’di. Mühtedi tercümanların en meşhuru ve bir tercüman olmanın ötesinde Osmanlı-Venedik ilişkilerinde üstlendiği diplomatik görevler dolayısıyla Kanuni dönemi Osmanlı diplomasisinin en önemli figürlerinden biri olan Yunus Bey, Rum asıllıydı ve tercümanlık görevini yirmi yıldan daha uzun bir süre devam ettirmişti.
Yunus Bey, Türkçe’nin dışında Yunanca, Latince ve İtalyanca biliyordu. Fransız yazar Pierre Bourdeille Yunus’un klasik Yunanca’yı çok iyi bildiğini ayrıca Türkçe, Arapça, Farsça, Tatarca, Ermenice, Macarca, Sırpça, İbranice, Slavca, İtalyanca, İsp~yolca, Almanca, Latince ve Fransızca’ya da vakıf olduğunu söyler.
KIVRAK ZEKASI VE İSTİHBARAT BİLGİSİ İLE ÜNLÜYDÜ
İlk kez 1518’de genç bir sipahi oğlanı olarak Venedik’e Sadrazam Pîrî Mehmed Paşa tarafından, Osmanlı Devleti’nin Venedik’in hareketlerinden duyduğu rahatsızlığı bildirmek üzere gönderilen Yunus Bey’in bu teması, kendisine, Osmanlı-Venedik diplomasisinin kilit ismi olmasında önemli bir başlangıç teşkil edecektir. Yunus Bey’in Aralık 1532’de Osmanlı Devleti adına görüşmelerde bulunmak ve I. Süleyman’a ait bir fetihnameyi teslim etmek üzere Venedik’e gittiği bilinmektedir. Bu tarihte Sultan, Budin şehrini ve diğer Macar topraklarını Kral Ferdinand’dan kurtarmak amacıyla Alman imparatoru V. Karl’a karşı sefere çıkmıştı ve Yunus Bey görevinin ne kadar önemli olduğunun bilincindeydi. Bu ziyaretinde Yunus Bey’in resmi görevi Venedik’in askeri faaliyetlerini protesto etmekti. Gayr-i resmi olarak Venedik’e gözdağı vermek, Osmanlı Habsburg mücadelesinde taraflarında yer almasını, en azından taraf olmamasını sağlamak ve haklarında edindiği gizli bilgileri Sultan’a iletmek gibi önemli vazifeleri vardı.
KIVRAK ZEKASI VE İSTİHBARAT BİLGİSİ İLE ÜNLÜYDÜ
İlk kez 1518’de genç bir sipahi oğlanı olarak Venedik’e Sadrazam Pîrî Mehmed Paşa tarafından, Osmanlı Devleti’nin Venedik’in hareketlerinden duyduğu rahatsızlığı bildirmek üzere gönderilen Yunus Bey’in bu teması, kendisine, Osmanlı-Venedik diplomasisinin kilit ismi olmasında önemli bir başlangıç teşkil edecektir. Yunus Bey’in Aralık 1532’de Osmanlı Devleti adına görüşmelerde bulunmak ve I. Süleyman’a ait bir fetihnameyi teslim etmek üzere Venedik’e gittiği bilinmektedir. Bu tarihte Sultan, Budin şehrini ve diğer Macar topraklarını Kral Ferdinand’dan kurtarmak amacıyla Alman imparatoru V. Karl’a karşı sefere çıkmıştı ve Yunus Bey görevinin ne kadar önemli olduğunun bilincindeydi. Bu ziyaretinde Yunus Bey’in resmi görevi Venedik’in askeri faaliyetlerini protesto etmekti. Gayr-i resmi olarak Venedik’e gözdağı vermek, Osmanlı Habsburg mücadelesinde taraflarında yer almasını, en azından taraf olmamasını sağlamak ve haklarında edindiği gizli bilgileri Sultan’a iletmek gibi önemli vazifeleri vardı.
HEM BİLGİYİ HEM DE PARAYI GÜÇ OLARAK KULLANDI
Osmanlı belgelerine göre, Yunus Bey Venedik elçilerine büyük meblağda borç verecek kadar da elçilerle iyi ilişkiler içindedir. Galata kadısı Hasan b. Musa tarafından tanzim edilmiş 28 Muharrem 948 (24 Mayıs 1541) tarihli bir hüccet Yunus Bey’in Venedik elçisi Aloisio Badoer’e 20.000 altın borç verdiğini göstermektedir. Belgede bu borcun tamamen ödendiği ifade edilinektedir.
Osmanlı belgelerine göre, Yunus Bey Venedik elçilerine büyük meblağda borç verecek kadar da elçilerle iyi ilişkiler içindedir. Galata kadısı Hasan b. Musa tarafından tanzim edilmiş 28 Muharrem 948 (24 Mayıs 1541) tarihli bir hüccet Yunus Bey’in Venedik elçisi Aloisio Badoer’e 20.000 altın borç verdiğini göstermektedir. Belgede bu borcun tamamen ödendiği ifade edilinektedir.
Bir elçi olarak Yunus Bey’in Venedik’teki kariyerinde ve Venedik bürokrasisine tanınmasında Venedik’te Latince olarak basılan Osmanlı Devlet teşkilatının anlatıldığı 22 sayfalık eseri önerrili bir rol oynamıştır. Opera Nova Composta per Ionusbei in lingue greca et traduita in İtaliana (Venice 1544) adıyla tanınan bu eser Osmanlı tarihi için önemli bir kaynak teşkil etmektedir.
Yunus Bey’in Modon’lu olduğu kabul edilmektedir. Yunus Bey’in devşirme usulüyle mi yoksa bir savaş esiri olarak mı Osmanlı hizmetine girdiği bilinmemektedir. Ailesi hakkında bilinenler çok az olmakla beraber aile fertlerinin bazılannın adlan kaynaklarda geçmektedir. Babası Giorgio Taroniti, kız kardeşi Marietta, oğlu Nicelo Stephani’dir. Yunus Bey’in Mustafa Ağa adında bir de kardeşi vardı. Yunus Bey kardeşi Mustafa Ağa’nın idari bir göreve tayini için iltimasda da bulunmuştu.
Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
REKLAM ALANI15% Off
Satın Al